GÜN BİTTİ | Alev Şahin
İkisi de evin başka bir yanına bakıyordu; Kemal az önce sigara içtiği cama, Esra mutfak kapısındaki desensiz yolluğa. Esra’nın gözleri dolu dolu. Kemal’in gidecek yeri yok.
Read Moreİkisi de evin başka bir yanına bakıyordu; Kemal az önce sigara içtiği cama, Esra mutfak kapısındaki desensiz yolluğa. Esra’nın gözleri dolu dolu. Kemal’in gidecek yeri yok.
Read MoreSüreyya Karacabey Yoksul halk çocuklarının huzursuz uykularından geçecek replikleriniz, onlara bir düş bağışlayacak hikâyelerin içinden geçecek. Kimseyi dışarıda bırakmasın diye
Read MoreYabancı olanın ne ırkı ne dini ne dili ne de yurdu olur. Hepsinden biraz olur ama hiçbiri tam olmaz. Bir şeylere ait hissetmeme duygusu, içinde bulunduğunuz her ortamda yabancılaşma hissiyle baş başa bırakır. Bazen o kadar yabancılaşırsınız ki içinde bulunduğunuz anlık durumu bir film gibi izlersiniz.
Read MoreTarlaları kimin ekip biçtiğini boş verin. İlerlemeye, kendinize gelmeye devam edin. Sizi kışkırtan şeytanlarınızı ustaların dizginlemesine müsaade edin. Ki siz bunu öğrendiniz. Biraz ileride sizi bekleyen harabeler aklınızın bir yerinde zıplayan küçük fil yavruları gibi kendini size hatırlatıyor olacak.
Read MoreYüzümü doğru düzgün yıkayamadığımdan göz çapaklarımı yolda fark edip temizledim iyice. Kahvehanenin önüne vardığımda babam ve bir adam kehribar tespihlerinde ellerini kavuşturmuş beni bekliyorlardı. Mülazım benim yarı boyumda, sıska, esmer bir adamdı. Selamlaştıktan sonra söze girdi babam…
Read MoreDöndüm baktım ufaklığa. Uçurtmanın düğüm olmuş ipiyle uğraşıyordu. Ne yapayım? Uzandım ben de ipe. O da yüzünde acıklı bir ifadeyle bıraktı elime. Çok üzülmüş bir insan edasıyla da iki kolunu yanlarına alıp omuzlarını iyice aşağı indirdi. Bu halinde bir muziplik vardı.
Read MoreSavaşın, yitmek korkusunun verdiği bu agorafobik durumu kentin boş sokaklarında belirsizlik içinde yürüyüp, her köşe başında durup-devam eden kadın ana karakter de kitlesel psikolojiyi her davranışıyla temsil eder. Açık alanda yürümenin verdiği panik ile sık nefes alıp vermek, korku anında bir nesneye (kol çantası mesela) sıkıca tutunmak gibi davranışlarla tüm bu kitlesel tekinsizliği, endişeyi, mutsuzluğu, korkuyu, emniyetsizlik halini etkileyici bir şekilde hissettirir.
Read MoreAşkı bulmak değil ki mesele, mesele bencilliğimize kapanmışlığımız yüzünden onu bir türlü elimizde tutamamamız; çünkü birini sevmek, “insanın kendinden sıyrılma mucizesidir”, sevginin turnosol kâğıdı sadece budur, başkasını en az kendimiz kadar sevebilmemiz, en az kendimiz kadar düşünebilmemiz, farklılığı uzaklık olarak değil de bizi geliştirebilecek zenginlik olarak görmemiz.
Read MoreSinema gibi fotoğraf makinası sayesinde sanat eserlerinin özellikle resimlerin çoğaltılmaları bu eserlerin yeniden üretildikleri anlamına gelir. Fakat bu sefer kendi bağlamlarından koparılarak var olurlar ve farklı anlamlar üretirler. Çünkü bir kilisede çizilen ikonlar ancak kendi üretildikleri mekansallıkları içinde kendi anlamlarını bulurlar.
Read MoreDengeyi bozmak istiyordum. Romanda kurmuş olduğum dünyada sınırsız özgürlük istiyordum. Romanın dünyası her şeyi yapmaya izin vermeli diyordu bir tarafım, bir tarafım da bunu sıradan buluyordu. Sanki bağırmak, bağıra bağıra ifade etmek sıradandı. Kelimelerin sihirli olduğunu düşünüyordum.
Read More