22 Aralık 2024
Sinema

UNORTHODOX DİZİSİ VE MUHAFAZAKARLIK | Hasan Zan

Muhafazakarlık değişime karşı direnç olarak tanımlanır. Doğayı ve dezavantajlı bireyleri koruyamayan toplumlar var olan sömürü düzenlerinin devamını sağlamak için muhafazakarlığa sığınırlar.

Fransız devrimi sonrası İngiliz düşünür Edmurd Burke ile siyasi literatüre giren muhafazakarlık kavramı sonrasında birçok toplumu etkilemiştir.


Aile, din ve toplum üzerine hüküm süren bu anlayışın esas korumaya çalıştığı şey ise mülkiyet kavramıdır. Bu yüzden esas hedefi toplumsal rollerdir. Çünkü rolleri belirleyen ahlak anlayışı cinsiyetçi ve heteroseksisttir. Bu ahlak anlayışı mülkiyeti dizayn ettiği için erkek var olan düzende muhafazakarlığın yılmaz savunucusudur.


Netflix yapımı dört bölümlük mini Unorthodox dizisi muhafazakarlık ve toplumsal rollerin dağılımı üzerine etkileyici yapım, Deborah Feldman 2012’de yayınladığı otobiyografisi Unorthodox: Hasidik Köklerimizin Skandal Rejeksiyonu adlı eserden esinlenerek çekilmiş bir mini dizidir.

New York’ta yaşayan Ultra Ortodoks Yahudi bir cemaatin yaşam tarzını ve geleneklerini kadrajına alan bu diziyi izlediğimizde dinler ve coğrafyalar farklı olmasına rağmen yaşadığımız cehennemin bir olduğunu ve bunun insanlar tarafından kurulduğunu gözler önüne seriyor.

Hikayenin başkahramanı Esty, New York Williamsburg bölgesinde yaşamaktadır. Bu çok kültürlü bölgede yaşayan Ultra Ortodoks Yahudi Cemaati’ndeki kadınların söz hakkı neredeyse hiç yoktur. Böyle bir ortamda görücü usulüyle evlenen Esty, kısa sürede yaşaması gereken hayatın bu olmadığına karar verir. Filmin bir sahnesinde “Tanrı benden çok fazla şey bekliyordu.” deyip yaşadığı ve bundan sonra yaşamak istemediği hayatı özetler. Görücü usulüyle evlenen Esty, kısa bir süre sonra Berlin’e kaçar. Bu kaçış ile birlikte dizi bir yandan Esty’nin kaçıştan önceki hayatını anlatırken bir yandan Berlin’de yaşadığı hayatı anlatır. Esty’nin yaşadığı muhafazakar Yahudi toplumda cinsellik sadece üremek için yapılan ve yapılış şekli belli bir zorunluluktur. Bu toplulukta kadınların saçı tıraş edilir ve peruk takmaya zorlanırlar.

Dünyanın en “gelişmiş” ve en kalabalık şehirlerinden biri olan New York’ ta yaşıyor olsanız bile yaşayacağınız hayatı büyük oranda içinde yaşadığınız toplum belirler. Ya bu topluma uyup hapsolursunuz ya da Esty gibi bu muhafazakarlığı ve mülkiyet kavramını reddedip özgürlüğünüze kavuşursunuz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir